Kadir Has Anadolu Lisesi

phrasal3

PHRASAL VERBS

 

No. Phrasal Verb Meaning (Anlamı)
301 Set fire to ateşe vermek, yakmak
302 Set out başlamak, yola çıkmak
303 Settle down yerleşmek, yeni bir hayata kurmak, ev bark sahibi olmak
304 Shake hands el sıkışmak
305 Shake off başından savmak, kurtulmak
306 Shout out bağırarak seslenmek, bağırmak
307 Show up çıkagelmek, görünmek, bulunmak
308 Shut off (Gaz, su, elektrik v.b) kesmek, kapamak, söndürmek
309 Shut up susturmak, susmak, kapamak
310 Sink back arkaya yaslanmak, uzanmak
311 Sit down oturmak
312 Sit for poz vermek (ressama), imtihana girmek
313 Sit in katılma
314 Skim through çabucak gözden geçirmek
315 Sleep through gürültüye rağmen uyumak
316 Slip down kayarak düşmek, içilen bir şeyin boğazdan rahat geçmesi
317 Slip into habersizce bir yere girmek / gizlice bir şey koymak
318 Slow down yavaşlatmak
319 Smarten görünüşünü düzeltmek
320 Snap up ucuza kapatmak, fırsattan yaralanmak
321 Snatch up yakalamak, kapmak
322 Snow someone birine kazık atmak, dolandırmak
323 So far şimdiye kad
324 Soak through sırılsıklam olmak
325 Sort out düzene sokmak
326 Speak out fikrini açıkça / alenen söylemek
327 Speak up yüksek sesle konuşmak, kendini / fikrini savunmak
328 Splash down uzay aracının denize inmesi
329 Spy out gizlice bir kişyi izlemek
330 Stand a change (mek) ihtimali olmak
331 Stand for yerine geçmek,temsil etmek,demek anlamına gelmek
332 Stand out göze çarpmak, dikkat çekmek
333 Stand up1 dayanmak, atlatmak, boşuna beklemek
334 Stand up 2 ayağa kalkmak
335 Stand up for savunmak, tarafını tutmak, kayırmak
336 Stay away from uzak durmak
337 Stay in / to sokağa/dışarı çıkmak, evde kalmak
338 Stay out evde bulunmamak, dışarıda kalmak
339 Stay up yatmamak, geç vakte kadar oturmak
340 Step down istifa etmek, çekilmek
341 Step out of line haddini aşmak,kontrolden çıkmak,kurallara uymamak
342 Stick (someone) kazık atmak, kazıklamak, aldatmak
343 Stick around gitmemek, kalmak
344 Stick out dik durmak,dikilmek,dışarı uzatmak,dışarı çık(ar)mak
345 Stick to terk etmemek, -den ayrılmamak, -e sadık olmak
346 Stir up kışkırtmak, tahrik etmek
347 Strike up konuşmaya başlamak, arkadaş olmak
348 Strip off soyunmak soymak
349 Sum up toplamak, özetlemek
350 Switch off / on ışığı, radyoyu, televizyonu kapamak / açmak
351 Switch over başka / yeni bir şeye geçmek / kanal değiştirmek
352 Take for granted (bir şeyi) şüphesiz olarak / olmuş gibi kabul etmek
353 Take (one) by surprise (birini) gafil avlamak, baskın yapmak, şaşırtmak
354 Take (something) up with (bir şeyi) biriyle tartışmak
355 Take (time) off boş zamanı / izni olmak
356 Take a look at -e bakmak, göz atmak
357 Take a seat oturmak
358 Take a walk yürüyüşe çıkmak
359 Take aback şaşırmak, ne yapacağını bilmemek, gafil avlanmak
360 Take advantage of fırsattan yararlanmak, -i kötüye kullanmak
361 Take after -e benzemek, -e çekmek
362 Take against sebepsiz yere birisinden nefret etmek, cephe almak
363 Take along beraberinde götürmek, almak
364 Take apart sökmek, parçalara ayırmak
365 Take at word (birinin) sözüne inanmak, güvenmek
366 Take away kaldırmak, yerine değiştirmek
367 Take away (food) dükkandan alınıp evde yenen hazır yemek
368 Take away from -den ayrılmak
369 Take back geri getirmek, götürmek
370 Take care of -e bakmak, göz kulak olmak
371 Take down indirmek, sökmeki yazmak, not etmek
372 Take hold of yakalamak, kavramak
373 Take in gezmek, daraltmak, faka bastırmak, aldatmak
374 Take into birisini bir şeyi getirmek, -e başlatmak
375 Take into account hesaba katmak, göz önüne almak
376 Take off çıkarmak, uçağın kalkması
377 Take on tutmak, çalıştırmak, işe almak
378 Take one's time acele etmemek, yavaş yavaş yapmak
379 Take out (diş, leke v.b) çıkarmak, -i gezmeye götürmek
380 Take out of yormak, problemlerini / sorunlarını düşünmemek
381 Take over üzerine almak, devralmak, yönetimini almak
382 Take pains -e çok emek harcamak, itina göstermek, özenmek
383 Take part in -e katılmak, iştirak etmek
384 Take place olmak, meydana gelmek, vuku bulmak
385 Take round götürmek, gezdirmek
386 Take to bir şeye alışmak, zorunlu olarak bir yerde bulunmak
387 Take turns (bir işi) sırayla / nöbetleşe yapmak
388 Take up ile meşgul olmak, başlamak, okumak
389 Take up with dost olmak, meşgul etmek
390 Talk back karşılık vermek, küstahça cevap vermek
391 Talk down susturmak
392 Talk over görüşmek, üzerinde tartışmak
393 Tamper with haksız bir yere bir şeyi değiştirmek, oynamak
394 Tap for birisini bir şey için ikna etmek, kandırmak
395 Tape up bir şeyi sıkıca bantla kapatmak
396 Taste of bir şey kokmak, tdadı bir şeye benzemek
397 Team up katılmak, birleşmek
398 Tear down yıkmak
399 Tear off kesip koparmak, ayırmak, yırtmak
400 Tear up parça parça etmek, yırtmak
401 Tell one from the other birbirinden ayırt etmek / ayırmak
402 Tell the time saate bakarak kaç olduğunu söyleyebilmek
403 Tense up kasılmak (adale, kas)
404 Thaw out donmuş bir şeyi çözmek
405 The worst way fena halde, adamakıllı
406 Think of birisi / bir şey hakkında fikir beslemek
407 Think over karar vermeden önce düşünüp taşınmak
408 Think up uydurmak, düşünmek, bulmak, icat etmek
409 Throw (someone) a curve utandırmak, güç duruma sokmak, çuvallatmak
410 Throw around sarmak, bağlamak
411 Throw aside (perde) açmak, kenara çekmek
412 Throw at atmak, (birine) bakış atmak
413 Throw away çöpe atmak
414 Throw out reddetmek, sokağa atmak, kapı dışarı etmek
415 Throw overboard gemiden denize atmak / bir fikri reddetmek
416 Throw the book at verilebilecek en yüksek cezayı vermek
417 Throw up kusmak
418 Tick away bir saatin veya bir aletin tıklaması
419 Tick off işaret koymak
420 Tie up bağlamak
421 Tink back eskiyi hatırlamak, düşünmek
422 Tired out çok yorgun, bitkin, iyice yormak
423 To date bugüne kadar
424 Tow away araba çekmek
425 Trade in eski bir şeyi üstüne para vererek değiştirmek
426 Trip up çelme takıp düşürmek, takılmak
427 Try on (elbise, ayakkabı v.b) giyip prova etmek
428 Try out (bir şeyi) denemek, tecrübe etmek
429 Turn (one) on merakını / ilgisini uynadırmak
430 Turn around (öbür tarafa) dön(dür)mek / çevirmek
431 Turn down (radyo v.b) sesini kısmak, reddetmek, kabul etmemek
432 Turn off (su, elektrik, radyo v.b) kapamak, söndürmek
433 Turn on (su elektrik, radyo v.b) açmak
434 Turn out sonunda.....olmak,olduğu meydana çıkmak,anlaşılmak
435 Turn over devrilmek, altı üstüne gelmek,devretmek, teslim etmek
436 Type up daktilo etmek
437 Up and about (bir hastalıktan sonra) tekrar ayağa kalkmak,iyileşmek
438 Up for -nun için düşünülmek
439 Up to date yeni, modern, modaya uygun, çağdaş
440 Upbringing (çocuğu) yetiştirme, büyütme, eğitme
441 Update modernleştirmek, yenileştirmek, güncelleştirmek
442 Ups and downs iyi ve kötü dönemler, iniş çıkışlar
443 Upset ters döndürmek,karışıklığa sebep olmak,bozmak
444 Upshot sonuç, netice, ürün
445 Upside down ters, baş aşağı tepetaklak
446 Use up tamamen bitirmek
447 Vamp up yenilemek
448 Vote down oy vermeme
449 Vote in oy vermek
450 Vouch for kefil olmak, temin etmek

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol