phrasal4
PHRASAL VERBS
No. | Phrasal Verb | Meaning (Anlamı) |
451 | Vouch for | ayaklarının üstüne gelecek kadar suya girmek |
452 | Wade in | bir kavgaya veya münakaşaya katılmak |
453 | Wage war against 1 | savaşmak, şiddetli bir şekilde karşı koymak |
454 | Wage war against 2 | iddiaya girmek, kumar oynamak, birisinin parasını bir şeyin sonucu |
455 | Wager on | üzerine riske atması, bir şeyden emin olmak veya şansını denemek |
456 | Wail for / wail over | bir şey için yüksek sesle ağlayıp sızlanmak |
457 | Wait about / around | hiçbir şey yapmadan beklemek |
458 | Wait for | -i beklemek |
459 | Wait for a dead man's shoes | bir başkasının görevini (işini) alabilmek için ölümünü beklemek |
460 | Wait on | -e hizmet etmek, bakmak |
461 | Wait up for | birini beklemek için yatmamak |
462 | Wake to | uykudan sonra kendine gelmek/bir şeyi anlamaya başlamak |
463 | Wake up | uyan(dır)mak |
464 | Walk ahead | önde, -in önünde yürümek |
465 | Walk around/about | amaçsız dolaşmak |
466 | Walk away | yürüyerek ayrılmak,bir kazadan yaralanmadan kurtulmak |
467 | Walk into | bir yere yürüyerek girmek/izinsiz girmek,kazayla çarpmak |
468 | Walk out | (yürüyerek) çıkmak; (karşı olduğunu göstermek için) çalışmamak |
469 | Walk out on | (birini) terk etmek, (antlaşmayı) yerine getirmemek |
470 | Walk through | (yürüyerek) arasından geçmek, (sınav) geçmek |
471 | Walk up | (yürüyerek) yaklaşmak |
472 | Wander about/around | amaçsız, yavaş yavaş dolaşmak, gezmek |
473 | Want for | bir şey için istemek,cezalandırmak için ele geçirmeye çalışmak |
474 | Want out | ayrılmak istemek |
475 | Warm to/ towards | sevmeye başlamak |
476 | Warm to/ towards | istekli ve ilgi çekici bir şekilde konuşmaya başlamak |
477 | Warm up | ısınmak, ısıtmak, çalışmaya hazır hale getirmek |
478 | Warn about / of | uyarma |
479 | Warn against | -e karşı uyarmak |
480 | Waste (one’s) breath | boşuna nefes tüketmek |
481 | Watch out | -e dikkat etmek. .... için hazır beklemek |
482 | Wear dawn | aşındırmak |
483 | Wear off | etkisi yavaş yavaş azalmak, yavaş yavaş geçmek |
484 | Wear out | yıpratmak, iyice eskitmek |
485 | Well done | bravo, aferin, iyi pişmiş |
486 | Well off | zengin,varlıklı |
487 | What a pity | ne yazık, yazık ki |
488 | What wit | yüzünden, göz önüne almak, -i hesaba katmak |
489 | What's more | dahası, üstelik |
490 | Who's who | kim kimdir, kimin kim olduğu |
491 | Will do | olur, işe yarar |
492 | Wind up | kurmak, (bir kolu çevirerek) yukarı kaldırmak |
493 | Wink at | göz kırpmak, göz yummak |
494 | Wipe off | bezle silmek, temizlemek, bir şeye son vermek |
495 | Without fail | şaşmaksızın, mutlaka |
496 | Work out | iyi gitmek, geliştirmek |
497 | Worry about / over | -için üzülmek, endişe etmek |
498 | Would you (one) mind | bir sakıncası var mı ? , bir mahzuru var mı ? , Lütfen |
499 | Zip along | ileri doğru hızla atılmak |
500 | Zip on / up | fermuarla kapatmak |
501 | Zoom across/along | hızla geçmek |
502 | Zoom up | hızla yükselmek |