phrasal
PHRASAL VERBS
No. | Phrasal Verb | Meaning (Anlamı) |
1 | Above all | özellikle her şeyden önce |
2 | According to | göre, uygun olarak |
3 | All at once | aniden, birdenbire |
4 | All in all | her şeyi hesaba katarak , neticede, sonuç olarak |
5 | All of a sudden | ansızın, aniden, birdenbire |
6 | All right | doğru, tamam, pekala, peki |
7 | As a matter of fact | aslında, işin doğrusu |
8 | As soon as | en kısa zamanda, olur olmaz |
9 | As to | ilgili olarak, -e gelince, hakkında |
10 | As usual | her zaman olduğu gibi, adet üzere |
11 | As yet | henüz, şimdiye kadar |
12 | Ask for | sebebiyet vermek, kışkırtmak, çanak tutmak |
13 | At all | hiç, hiçbir şekilde |
14 | At first | ilk önce |
15 | At least | en azından |
16 | At once | derhal, hemen |
17 | At times | bazen, arasıra |
18 | Back and forth | ileri geri |
19 | Back out | sözünden dönmek, caymak |
20 | Back up | geri sürmek, geri geri gitmek |
21 | Be up to (something) | bir haltlar karıştırmak, muzurluk peşinde olmak |
22 | Be a steal | fiyatı çok ucuz, kelepir olmak |
23 | Be better off | daha iyi durumda olmak |
24 | Be bound to | mutlaka, kesinlikle |
25 | Be carried away | büyülenmek, kendinden geçmek |
26 | Be cut out to be | bir iş için uygun olmak, yaratılmış olmak, o işin adamı olmak |
27 | Be cut out for | bir iş için uygun olmak |
28 | Be Fond of | meraklısı, düşkünü olmak, -i sevmek |
29 | Be good at | (bir şeyi) iyi yapmak |
30 | Be had | kazıklanmak, dolandırmak, üç kağıda gelmek, aldatılmak |
31 | Be in | moda olmak |
32 | Be in charge | sorumlu olmak, görevli olmak |
33 | Be interested in | meraklısı, düşkünü olmak, -i sevmek |
34 | Be into | ile meşgul olmak, meraklısı olmak |
35 | Be looking up | iyileşiyor, canlanıyor, düzeliyor |
36 | Be mixed up | şaşırmak, zihni karışmak |
37 | Be named after | -in adını vermek / takmak |
38 | Be out | demode olmak |
39 | Be out of the question | imkansız olmak, söz konusu olmamak |
40 | Be over | bitmek, sona ermek |
41 | Be rained out | yağmur nedeniyle ertelemek |
42 | Be set to (do something) | -e hazır olmak |
43 | Be up | (süre, vakit) tamam, dolu |
44 | Be up for grabs | açık arttırmaya konulmuş, satışa çıkmış |
45 | Be up to (someone) | -e bağlı, -e kalmış bir şey |
46 | Be used to | -e alışık / alışkın olmak |
47 | Be well off | hali vakti yerinde olmak, zengin olmak, tuzu kuru olmak |
48 | Be with (someone | dinlemek, söylediğini takip etmek |
49 | Bear in mind | unutmamak, akılda tutmak |
50 | Beat around the bush | lafı ağzında gevelemek, bin dereden su getirmek |
51 | Become of | .......ne oldu ? ; ........nereye gitti ? ; .......ne yapıyor ? |
52 | Believe in | -e inanmak, -e güvenmek, -in varlığına inanmak |
53 | Below out | lastik tekerleğin patlaması |
54 | Big deal | amma iş ha, yazık, iyi halt etmiş, kendini bir şey sanma |
55 | Bite off | ısırmak |
56 | Blow away | üflemek, sürüklemek |
57 | Blow down | (rüzgar) yere yıkmak, devirmek |
58 | Blow off | söndürmek, sürüklemek, uçurmak |
59 | Blow up | havaya uçurtmak, patlamak |
60 | Bow out | kibarca ortadan çekilmek, ayrılmak, mesleği sona ermek |
61 | Break away | kaçmak |
62 | Break down1 | bozulmak, işlemez hale gelmek |
63 | Break down 2 | kırmak, yıkmak, bozmak |
64 | Break in | alıştırmak, eğitmek |
65 | Break into | kırıp girmek, zorla girmek |
66 | Break loose | ipini koparıp başıboş kalmak, kaçıp kurtulmak |
67 | Break off 1 | aniden son bulmak, kesilmek, ayrılmak |
68 | Break off 2 | kırmak, parçalamak, bozuşmak |
69 | Break out | patlak vermek, çıkmak, ile kaplanmak |
70 | Break through | kırıp geçmek, aşmak |
71 | Break up | parçalara ayırmak, bozuşmak |
72 | Bring about | neden olmak |
73 | Bring back | geri getirmek, götürmek |
74 | Bring out | kitap çıkarmak, yayınlamak, ortaya çıkarmak |
75 | Bring up | büyütmek, yetiştirmek, (birinin dikkatine sunmak) |
76 | Bug one | rahatsız etmek, sinirlendirmek |
77 | Build up | attırmak, güçlendirmek |
78 | Burn down | yanıp kül olmak |
79 | Burn out | elektrikli cihaz yanması,kullanılmaz hale gelmek |
80 | Burn up | tamamen yanıp kül olmak |
81 | Burst out crying or laughing | gözünden yaşlar boşalmak, kahkahayı basmak |
82 | Buy it | kabul etmek, benimsemek |
83 | Buy out | tüm haklarını devralmak,stok / hissesini v.b. satın almak |
84 | Buy up | elinde toplamak amacıyla satın almak |
85 | By heart | ezbere |
86 | By oneself | yalnız başına, kendi kendine |
87 | By the way | sırası, hatırıma gelmişken söyleyeyim |
88 | Call for | uğrayıp almak, istemek, gerektirmek, gerekli olmak |
89 | Call it a day | o günlük işe son vermek, paydos etmek |
90 | Call off | iptal etmek |
91 | Call on | şöyle bir uğrayıvermek, ziyaret etmek |
92 | Call up | telefon etmek |
93 | Can't help (but) | -mekten kendini alamamak, -memek elinde değil |
94 | Carry on | sürdürmek, yapmak, -e devam etmek |
95 | Carry out | planı gerçekleştirmek, uygulamak, yerine getirmek |
96 | Catch cold | nezle olmak, üşütmek |
97 | Catch on | anlamak, kavramak, esprisini anlamak |
98 | Catch up | yetişmek, aynı seviyeye gelmek |
99 | Change (one's) mind | kararını / fikrini değiştirmek |
100 | Check in / out | (otel defterine) adını kaydetmek |
101 | Check up | soruşturmak, araştırmak |
102 | Cheer up | neşelendirmek, teselli etmek |
103 | Clear up | (hava) açmak, aydınlatmak, çözmek |
104 | Clue (one) in | faydalı bilgi vermek |
105 | Come about | olmak, meydana gelmek |
106 | Come across | rastlamak, karşılamak |
107 | Come to | kendine gelmek, ayılmak |
108 | Come to an end | sona ermek, bitmek |
109 | Come true | gerçekleşmek, doğru çıkmak |
110 | Cop out | görev / sorumluktan kaçma, caymak, vazgeçmek |
111 | Count on | -e güvenmek, -e bel bağlamak |
112 | Cover a lot of ground | bir çok konuya değinmek |
113 | Cover for | geçici olarak birinin yerine bakmak, yerini almak |
114 | Cover up | gizlemek, örtbas etmek, gizleme, saklama, örtme |
115 | Crack a book | kitap okumak, çalışmak |
116 | Cross out | üstünü çizmek, iptal etmek |
117 | Cut in | lafını kesmek, araya girmek, önünü kesmek |
118 | Cut out | kesip çıkarmak, bırakmak, vazgeçmek |
119 | Cut short | kısaltmak, kısa kesmek |
120 | Day after day | her gün / devamlı olarak |
121 | Day in and day out | her gün / devamlı olarak |
122 | Die down | yavaş yavaş sona ermek,azalmak,yavaşlamak,dinmek |
123 | Die out | yavaş yavaş ortadan kalkmak, unutulmak, modası geçmek |
124 | Do a snow job | kazık atmak, dolandırmak |
125 | Do over | tekrarlatmak |
126 | Do without | -den kendini mahrum etmek, onsuz yapmak, vazgeçmek |
127 | Draw up | düzenlemek, yapmak, kaleme almak |
128 | Dream up | uydurmak, hayal gücüyle bulmak |
129 | Drive up to | (arabayla) gelmek, (yanına) yaklaşmak |
130 | Drop (someone) a line | bir iki satır bir şey yazıp yollamak, pusula yollamak |
131 | Drop in on | habersiz ziyaret etmek, uğramak, damlamak |
132 | Drop off | içi geçmek, uyuya kalmak,düşmek, azalmak, indirmek |
133 | Drop out | bırakmak, vazgeçmek, devam etmemek, çekilmek |
134 | Dry out | kurumak, kurutmak, suyunu çekmek |
135 | Dry run | prova |
136 | Dry up | kurumak, suyu çekilmek, tamamen kurumak |
137 | Ease (someone) out | daha önceden haber vererek işine son vermek |
138 | Fall behind | geri (de) kalmak, gecikmek |
139 | Fall off | azaltmak, düşmek |
140 | Feel like | canı istemek, canı çekmek |
141 | Feel sorry for | -in haline üzülmek, acımak |
142 | Figure out | halletmek, içinden çıkmak, hesaplayarak bulmak, anlamak |
143 | Fix (someone )up | ayarlamak, bulmak, tamir etmek |
144 | Fool around | avare avare dolaşmak, vaktini boşa geçirmek |
145 | For good | temelli, tamamen |
146 | For sure | kesin olarak, elbette, muhakkak |
147 | For the time being | şimdilik, geçici olarak |
148 | Get along | başarılı olmak, başarı göstermek, ilerlemek |
149 | Get along with | ile geçinmek, uyuşmak |
150 | Get away | kaçmak, kurtulmak, kaçıp kurtulmak, ayrılmak |