Kadir Has Anadolu Lisesi

phrasal

PHRASAL VERBS

 

No. Phrasal Verb Meaning (Anlamı)
1 Above all özellikle her şeyden önce
2 According to göre, uygun olarak
3 All at once aniden, birdenbire
4 All in all her şeyi hesaba katarak , neticede, sonuç olarak
5 All of a sudden ansızın, aniden, birdenbire
6 All right doğru, tamam, pekala, peki
7 As a matter of fact aslında, işin doğrusu
8 As soon as en kısa zamanda, olur olmaz
9 As to ilgili olarak, -e gelince, hakkında
10 As usual her zaman olduğu gibi, adet üzere
11 As yet henüz, şimdiye kadar
12 Ask for sebebiyet vermek, kışkırtmak, çanak tutmak
13 At all hiç, hiçbir şekilde
14 At first ilk önce
15 At least en azından
16 At once derhal, hemen
17 At times bazen, arasıra
18 Back and forth ileri geri
19 Back out sözünden dönmek, caymak
20 Back up geri sürmek, geri geri gitmek
21 Be up to (something) bir haltlar karıştırmak, muzurluk peşinde olmak
22 Be a steal fiyatı çok ucuz, kelepir olmak
23 Be better off daha iyi durumda olmak
24 Be bound to mutlaka, kesinlikle
25 Be carried away büyülenmek, kendinden geçmek
26 Be cut out to be bir iş için uygun olmak, yaratılmış olmak, o işin adamı olmak
27 Be cut out for bir iş için uygun olmak
28 Be Fond of meraklısı, düşkünü olmak, -i sevmek
29 Be good at (bir şeyi) iyi yapmak
30 Be had kazıklanmak, dolandırmak, üç kağıda gelmek, aldatılmak
31 Be in moda olmak
32 Be in charge sorumlu olmak, görevli olmak
33 Be interested in meraklısı, düşkünü olmak, -i sevmek
34 Be into ile meşgul olmak, meraklısı olmak
35 Be looking up iyileşiyor, canlanıyor, düzeliyor
36 Be mixed up şaşırmak, zihni karışmak
37 Be named after -in adını vermek / takmak
38 Be out demode olmak
39 Be out of the question imkansız olmak, söz konusu olmamak
40 Be over bitmek, sona ermek
41 Be rained out yağmur nedeniyle ertelemek
42 Be set to (do something) -e hazır olmak
43 Be up (süre, vakit) tamam, dolu
44 Be up for grabs açık arttırmaya konulmuş, satışa çıkmış
45 Be up to (someone) -e bağlı, -e kalmış bir şey
46 Be used to -e alışık / alışkın olmak
47 Be well off hali vakti yerinde olmak, zengin olmak, tuzu kuru olmak
48 Be with (someone dinlemek, söylediğini takip etmek
49 Bear in mind unutmamak, akılda tutmak
50 Beat around the bush lafı ağzında gevelemek, bin dereden su getirmek
51 Become of .......ne oldu ? ; ........nereye gitti ? ; .......ne yapıyor ?
52 Believe in -e inanmak, -e güvenmek, -in varlığına inanmak
53 Below out lastik tekerleğin patlaması
54 Big deal amma iş ha, yazık, iyi halt etmiş, kendini bir şey sanma
55 Bite off ısırmak
56 Blow away üflemek, sürüklemek
57 Blow down (rüzgar) yere yıkmak, devirmek
58 Blow off söndürmek, sürüklemek, uçurmak
59 Blow up havaya uçurtmak, patlamak
60 Bow out kibarca ortadan çekilmek, ayrılmak, mesleği sona ermek
61 Break away kaçmak
62 Break down1 bozulmak, işlemez hale gelmek
63 Break down 2 kırmak, yıkmak, bozmak
64 Break in alıştırmak, eğitmek
65 Break into kırıp girmek, zorla girmek
66 Break loose ipini koparıp başıboş kalmak, kaçıp kurtulmak
67 Break off 1 aniden son bulmak, kesilmek, ayrılmak
68 Break off 2 kırmak, parçalamak, bozuşmak
69 Break out patlak vermek, çıkmak, ile kaplanmak
70 Break through kırıp geçmek, aşmak
71 Break up parçalara ayırmak, bozuşmak
72 Bring about neden olmak
73 Bring back geri getirmek, götürmek
74 Bring out kitap çıkarmak, yayınlamak, ortaya çıkarmak
75 Bring up büyütmek, yetiştirmek, (birinin dikkatine sunmak)
76 Bug one rahatsız etmek, sinirlendirmek
77 Build up attırmak, güçlendirmek
78 Burn down yanıp kül olmak
79 Burn out elektrikli cihaz yanması,kullanılmaz hale gelmek
80 Burn up tamamen yanıp kül olmak
81 Burst out crying or laughing gözünden yaşlar boşalmak, kahkahayı basmak
82 Buy it kabul etmek, benimsemek
83 Buy out tüm haklarını devralmak,stok / hissesini v.b. satın almak
84 Buy up elinde toplamak amacıyla satın almak
85 By heart ezbere
86 By oneself yalnız başına, kendi kendine
87 By the way sırası, hatırıma gelmişken söyleyeyim
88 Call for uğrayıp almak, istemek, gerektirmek, gerekli olmak
89 Call it a day o günlük işe son vermek, paydos etmek
90 Call off iptal etmek
91 Call on şöyle bir uğrayıvermek, ziyaret etmek
92 Call up telefon etmek
93 Can't help (but) -mekten kendini alamamak, -memek elinde değil
94 Carry on sürdürmek, yapmak, -e devam etmek
95 Carry out planı gerçekleştirmek, uygulamak, yerine getirmek
96 Catch cold nezle olmak, üşütmek
97 Catch on anlamak, kavramak, esprisini anlamak
98 Catch up yetişmek, aynı seviyeye gelmek
99 Change (one's) mind kararını / fikrini değiştirmek
100 Check in / out (otel defterine) adını kaydetmek
101 Check up soruşturmak, araştırmak
102 Cheer up neşelendirmek, teselli etmek
103 Clear up (hava) açmak, aydınlatmak, çözmek
104 Clue (one) in faydalı bilgi vermek
105 Come about olmak, meydana gelmek
106 Come across rastlamak, karşılamak
107 Come to kendine gelmek, ayılmak
108 Come to an end sona ermek, bitmek
109 Come true gerçekleşmek, doğru çıkmak
110 Cop out görev / sorumluktan kaçma, caymak, vazgeçmek
111 Count on -e güvenmek, -e bel bağlamak
112 Cover a lot of ground bir çok konuya değinmek
113 Cover for geçici olarak birinin yerine bakmak, yerini almak
114 Cover up gizlemek, örtbas etmek, gizleme, saklama, örtme
115 Crack a book kitap okumak, çalışmak
116 Cross out üstünü çizmek, iptal etmek
117 Cut in lafını kesmek, araya girmek, önünü kesmek
118 Cut out kesip çıkarmak, bırakmak, vazgeçmek
119 Cut short kısaltmak, kısa kesmek
120 Day after day her gün / devamlı olarak
121 Day in and day out her gün / devamlı olarak
122 Die down yavaş yavaş sona ermek,azalmak,yavaşlamak,dinmek
123 Die out yavaş yavaş ortadan kalkmak, unutulmak, modası geçmek
124 Do a snow job kazık atmak, dolandırmak
125 Do over tekrarlatmak
126 Do without -den kendini mahrum etmek, onsuz yapmak, vazgeçmek
127 Draw up düzenlemek, yapmak, kaleme almak
128 Dream up uydurmak, hayal gücüyle bulmak
129 Drive up to (arabayla) gelmek, (yanına) yaklaşmak
130 Drop (someone) a line bir iki satır bir şey yazıp yollamak, pusula yollamak
131 Drop in on habersiz ziyaret etmek, uğramak, damlamak
132 Drop off içi geçmek, uyuya kalmak,düşmek, azalmak, indirmek
133 Drop out bırakmak, vazgeçmek, devam etmemek, çekilmek
134 Dry out kurumak, kurutmak, suyunu çekmek
135 Dry run prova
136 Dry up kurumak, suyu çekilmek, tamamen kurumak
137 Ease (someone) out daha önceden haber vererek işine son vermek
138 Fall behind geri (de) kalmak, gecikmek
139 Fall off azaltmak, düşmek
140 Feel like canı istemek, canı çekmek
141 Feel sorry for -in haline üzülmek, acımak
142 Figure out halletmek, içinden çıkmak, hesaplayarak bulmak, anlamak
143 Fix (someone )up ayarlamak, bulmak, tamir etmek
144 Fool around avare avare dolaşmak, vaktini boşa geçirmek
145 For good temelli, tamamen
146 For sure kesin olarak, elbette, muhakkak
147 For the time being şimdilik, geçici olarak
148 Get along başarılı olmak, başarı göstermek, ilerlemek
149 Get along with ile geçinmek, uyuşmak
150 Get away kaçmak, kurtulmak, kaçıp kurtulmak, ayrılmak




Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol